Trablusgarp’tan Balkanlara: Osmanlı’nın Zor Günleri
Trablusgarp savaşı nedenleri ve sonuçları, trablusgarp savaşı kısaca, trablusgarp savaşı kimler arasında oldu, trablusgarp savaşı neden çıktı, trablusgarp savaşı harita, balkan savaşı kaybedilen topraklar, balkan savaşı kimler arasında, balkan savaşı sonuçları, balkan savaşı nedenleri, balkan savaşları özet, balkan savaşı devletleri, 2. balkan savaşı kimler arasında, batı trakya sorunu nedir, batı trakya türk cumhuriyeti başkenti, batı trakya yunanistan’a ne zaman bırakıldı, batı trakya türk cumhuriyeti’ni kim kurdu, gibi soru kalıplarının son zamanlarda kullanıcılar tarafından çokça aratılan soru kalıpları olduğu bilinmektedir.
1-) Giriş
Bilindiği üzere Sanayi Devrimi’nin 1760-1840 tarihleri arasında olgunlaşarak ortaya çıkmasında büyük rolü olan başta Büyük Britanya olmak üzere diğer Avrupa Devletleri ham madde ve ürettikleri ürünü satacak pazar sahalarını elde edebilmek için birbirleri arasında hızla sömürgecilik yarışına giriştiler. İtalya ve Almanya sömürgecilik yarışına geç katıldılar. İtalya kendisine yakın bir konumda bulunan ve kendisinden zayıf olan Osmanlı Devletinin hakimiyeti altında bulunan Trablusgarp’ı gözüne kestirdi ve ani bir saldırıyla Osmanlı Devletini hazırlıksız yakaladı Genç Türk subayları öncülüğünde ki Libya halkı ne kadar işgale karşı direnseler de İtalya Rodos başta olmak üzere on iki adayı işgal etmiş ve Osmanlı Hükümeti zor durumda kalarak Afrika kıtasında bulunan son toprağından da çekilmek durumunda kalmıştır. Osmanlı’nın Trablusgarp savaşındaki mağlubiyetinden cesaret alan Balkan Devletleri ise birbirleri arasında anlaşarak müşterek olarak Osmanlı Devletine saldırmış ve Osmanlı Devleti’nin balkanlarda ki topraklarının büyük çoğunluğunu ele geçirmişlerdir. Osmanlı Devleti sadece Edirne Şehrini kurtarmıştır.

2-) Trablusgarp
Endülüs Emevi Devletinin topraklarının ele geçiren İspanya 16. Yüzyılın başlarında Trablusgarp topraklarına girerek bura bulunan toprakları ele geçirmeye başlamıştır durumdan rahatsız olan ve burada yaşayan Libyalı Müslümanlar ise dönemin en güçlü İslam devleti olan Osmanlı İmparatorluğundan yardım istemek amacıyla 1519 yılında Osmanlı Devleti’nin Payitahtına bir heyet göndererek sultanın huzuruna çıkarak yardım etmesini isterler. İlk başlarda sembolik rakamlarda bir kuvvet yollasalar da İspanya’nın gün geçtikçe burada güçlenerek Akdeniz de ki Osmanlı egemenliğini baltalayacak bir güç olduğu kanısına varılınca II. Süleyman döneminde bu konu daha ciddi bir hal almıştır. Sultanın izniyle denizlere açılan Sinan Paşa ve Turgut Reis komutasında ki Osmanlı savaş gemileri Libya’ya 1551 yılında ulaşarak burayı bir Osmanlı mülkü haline getirmişler İspanyolları bozguna uğratarak Kuzey Afrika’dan çıkarmışlardır. Libya asırlarca Osmanlı İmparatorluğu için askeri bir üs haline gelmiştir iç işlerinde bağımsız dış işlerinde Osmanlı’ya bağlı bir şekilde beylerbeyliği statüsünde yönetilmiştir.

2.1-) Trablusgarp Savaşı
İngiltere, Fransa, Hollanda, İspanya’nın içerisinde bulunduğu sömürgecilik yarışına yeni katılan Almanya ve İtalya hızla sömürgecilik faaliyetlerine giriştiler İtalya gözüne Libya’yı kestirmişti bunun ana sebebi kendi ana vatanına yakın olması sebebiyle yol güvenliği ve ulaşım maliyetinin az olması ve diğer Avrupalı devletler tarafından bu bölgenin ele geçirilmemiş olması ve burayı bir üs olarak kullanarak diğer Afrika topraklarına yayılmak istemesi bu toprakları yöneten Osmanlı Devleti’nin sefalet içerisinde olduğunu ve Akdeniz de güçlü bir donanması bulunmadığı, ayrıca Osmanlı Devletinin karadan da buraya asker ulaştıramayacağını bildiği için Trablusgarp’a saldırdılar. Osmanlı devleti dağılışının son evrelerinde Trablusgarp da sömürgeci İtalyanlarla mücadele etmek zorunda kaldı donanmanın güçlü olmaması ve Mısır’ın İngilizler tarafından daha önceki dönemlerde işgal edilmesi sebebiyle Libya ile olan kara bağlantısının kesilmesi Osmanlı Devletini zor duruma soktu. Bu sebeple Libya’ya doğrudan düzenli askeri birlikler transfer edilememiştir. Osmanlı Ordusunun önemli şahsiyetleri; Enver Paşa1, Mustafa Kemal Atatürk2,Nuri Paşa3, Halil Bey4, Süleyman Askeri Bey5, Ali Fethi Okyar6, Kuşçubaşı Eşref7, Nuri Conker8, Rauf Orbay9 ve niceleri farklı kimliklerle farklı rotalar üzerinden Trablusgarp’a gitmişler ve burada yerli halkı örgütleyerek düzenli ve modern İtalyan birliklerine karşı muazzam bir başarı sergilemişlerdir.
Ayrıca dünyanın ilk savaş uçağı bu savaşta kullanılmıştır.10 İtalyanlar bu direniş karşısında başarı gösteremeyeceklerini anlayınca Rodos başta olmak üzere on iki11 Osmanlı adasını işgal ettiler. Osmanlı hükümetini bu durum çok zor duruma düşürmüş ve Uşi Antlaşmasını12 ve bu antlaşmada geçen ağır şartları kabul etmek durumunda kalmışlardır yine sahada kazanılan savaş masada verilmiştir. Bu durum Osmanlı Devleti’nin Afrika da bulunan son toprak parçasının elden çıkmasına neden olmuştur. Burada yerli halkı örgütleyen ve başarılı bir şekilde İtalyanları sahil şeridine hapseden bu Türk komutanları ileride çıkacak olan Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında her biri farklı farklı bölgelerde ve cephelerde kendi adlarından söz ettireceklerdi.

3-) Balkanlar
Osmanlılar ilk dönemlerinde gaza anlayışıyla Balkanlara akınlar düzenlediler. Balkanlarda yaşayan yerli halkın daha önceki dönemlerde kötü idareciler tarafından kötü yönetilmeleri sebebiyle Osmanlı hakimiyeti onlar içinde can suyu olmuştu ve Osmanlılar burada yaşayan yerli halk tarafından da olumlu karşılanmışlardır. I. Beyazıt’ın Timur’a esir düşmesi sebebiyle Osmanlı Devletinde ortaya çıkan istikrarsız dönemde 13 bile Balkanlarda isyanlar çıkmamıştı fakat Osmanlı imparatorluğunun son dönemlerinde kötü yönetilmesi, Fransız İhtilali sonrasında ortaya çıkan fikir akımları Balkanlarda yaşayan zengin ailelerin çocuklarının Batı Avrupa okullarına giderek buralarda yeni fikir akımlarını öğrenmeleri sebepleriyle ve Avusturya ve Rusya İmparatorluklarının bu bölgede gözü olması ve burada yaşayan halkı kışkırtarak maddi ve manevi desteklerde bulunması, Balkanlar’ın Türk hakimiyetinden çıkmasında ana etmenlerden olmuştur.

3.1-) I. Balkan Savaşı
I. Balkan Savaşının Osmanlı devleti açısından tam bir hüsranla sonuçlanması sebebiyle balkanlarda yaşayan Türklerin artık eskisi gibi rahat yaşayamayacağı ve her türlü saldırıya açık olacağı bir döneme girilmesine yol açmıştır. Osmanlı Devletinin dağılış döneminde artık Osmanlı’ya karşı doldurulan yerli halkın başkaldırıları ve Sırp, Bulgar, Yunan çetelerinin başta Rusya İmparatorluğu olmak üzere çeşitli Avrupa Devletleri tarafından maddi ve manevi yönden desteklenmeleri bu bölgede anarşinin çıkmasına ve devlet otoritesinin sarsılmasına yol açmıştır. İkinci Meşrutiyet ilan edildikten sonra Osmanlı Devleti içerisinde çok sayıda siyasi partiler ortaya çıkmıştır.14 Osmanlı Ordusu içerisinde Siyasetin kol gezmesi farklı komutanlar ve birliklerin farklı görüşlerde olmaları, deneyimli taburların Anadolu’ya gönderilmeleri, Askerin beslenme sıkıntısı, Balkan Devletlerinin kendilerine karşı birleşemeyeceğini düşünen Osmanlı Hükümetinin rehaveti sebepleriyle I. Balkan Savaşında Osmanlı Ordusu çok ağır hezimete uğramış Bulgarlar Çatalca önlerine kadar gelmişlerdir. Osmanlı İmparatorluğu daha eski dönemlerde Balkanları daha rahat yönetebilmek için Anadolu da yaşayan kavgalı Türkmen boylarını Balkanlara iskan ettirmiş ve onları bu bölgeye göçmelerini sağlamıştır ve Balkanlar bu göçer Türkmenler sayesinde Türkleşmesini ve Müslümanlaşmasını sağlamışlardı, I. Balkan Savaşından sonra asırlarca burada yaşamış olan
Türkler için çilekeş bir dönem başlayacaktı.


Balkan Türkleri mallarını mülklerini geride bırakarak yalın ayaklarıyla Anadolu’ya gelmişler ve burada çok sıkıntılar çekmişlerdi daha sonraki dönemlerde de Balkanlarda kalan Türkler farklı devletlerin boyunduruğu altında devşirilmeye çalışılmış ana dillerinde konuşma, eğitim hakkı ve Türkçe isimler almaları engellenmiş yıldırma politikalarıyla çok acı çekmişlerdir. Osmanlı Devleti maddi ve manevi olarak çok ağır yara almıştır.

I. Balkan Savaşının yenilgisinin ardından gelen Kamil Paşa hükümeti yenilen taraf olarak Bulgar ve diğer Avrupalı devletlerle diplomatik görüşmelerde bulunuyorlardı 17 Ocak 1913 tarihinde Avrupa devletleri müşterek olarak verdikleri nota da adaların kendilerine bırakılmasını Edirne şehrinin ise Bulgar Krallığına verilmesini içeren bir uyarı yayınladılar bu notanın cevabını hazırlamak için Bab-ı Ali de müzakere için toplanan hükümet üyeleri başlarına geleceklerinden habersizlerdi. Bu sırada Kamil Paşa hükümetinden rahatsız olan İttihatçılar bazı girişimlerde bulunarak cevap notasının yayınlanmadığını bildikleri halde Edirne’yi Bulgar’a terk ediyorlar iddiasını ortaya atarak halkı da kendi tarafına çekmişlerdi.

Mustafa Necib, Ömer Naci, Enver Bey ve diğer ittihatçılar parti binalarından çıkarak Bab-ı Aliye doğru atlarıyla harekete geçmişler halk ise onlara eşlik ediyordu. Talat Bey’in önderliğinde ki diğer bir ittihatçı grup ise sivil kıyafetleriyle birlikte toplantının öncesinden yerlerini almışlar ve bekliyorlardı. Bakan yaveri Bab-ı Ali önlerine gelen büyük grubu fark ederek hareket ettiyse de öldürüldü başbakanlık binasının içerisinde çatışmalar devam etti her iki tarafta da ölü ve yaralılar bulunuyordu büyük camların mermilerle kırılarak yere düşmesi kabine üyelerini panikletmişti. Nazım Paşa sinirli bir şekilde ittihatçılara çıkıştığı sırada Yakup Cemil’in kurşunuyla yere yığıldı. Talat ve Enver Paşalar ise sadrazam odasına girdiler ve sadrazama istifa mektubunu yazması için tavsiye de bulundular ve Kamil Paşa ise istifa mektubunda ahali ve asker tarafından istifaya mecbur bırakıldığını da ekleyerek Sultana gönderdi bununla birlikte Sultan Mahmud Şevket Paşa’yı sadrazam tayin etti böylece Mahmud Şevket Paşa hükümeti kurulmuş oldu kabine de Cemal Bey İstanbul Muhafızlığı, Azmi Bey Polis Müdürlüğü, Halil Kut Paşa merkez komutanlığına, İçişleri yani dahiliye nazır vekili olarak kendini telgrafta tanıtan Talat Paşa ise gerekli yerlere yeni durumu bildirdi.

3.2-) II. Balkan Savaşı
Bulgaristan’ın diğer balkan devletlerine oranla daha fazla toprak alması sebebiyle Yunanistan Krallığı, Karadağ Krallığı, Arnavutluk Krallığı, Sırbistan Krallığı, Romanya Krallığının müşterek hareketiyle Bulgaristan’a saldırmaları ve Osmanlı Devleti’nin Edirne’yi alabilmek için diğerlerinden bağımsız bir şekilde katıldığı savaştır. Osmanlı ordusu II. Balkan Savaşını bir fırsat olarak görmüş ve Enver Paşa komutasında ki Türk ordusu Edirne’yi ele geçirmiştir.15

3.3-) Batı Trakya Türk Devletinin Kuruluş ve Dağılış Dönemi
Yunanistan ve Bulgaristan arasında sorun olan Batı Trakya sorununa bu bölgede yaşayan Türk nüfusunun mevcudiyeti Osmanlı Devleti’nin bu bölgeyle ilgilenmesine neden olmuştur. Yarbay Enver’in üç bin kişilik müfrezeyi bölerek 16 subay ve yüz erden oluşan küçük birlikler oluşturarak Kuşçubaşı Eşref olarak bilinen ve neredeyse dünyanın çoğu yerine giden “Uçan Şeyh” lakabıyla da tanınan bu önemli şahsiyeti bu birliklerin başına atadı. Bu birlikler Bulgarlara karşı başarılı oldular Mestanlı ve Kırcaali yeniden ele geçirildi Osmanlı hükümeti ise yaşanılan bu son gelişmeler karşısında oldukça endişeliydi çünkü batılı devletlerin baskısından ürküyorlardı bu sebeple orduya daha fazla ileriye gitmemeleri emri verdiyse de Enver Paşa bir askeri birlik daha gönderdi bu birliğin başına da Süleyman Askeri Beyi geçirdi ve daha sonra Gümülcine ve İskeçe ele geçirildikten sonra Batı Trakya hükümeti kuruldu bu hadiseler Osmanlı Hükümetini bile şaşırttı bu gelişmeler batılı Devletlerin Osmanlı hükümetine yaptıkları baskının artmasına yol açtı daha sonra Başkenti Gümülcine olan Batı Trakya bağımsızlığını ilan etti. Süleyman Askeri Bey tarafından Batı Trakya Türk Devleti için İstiklal marşı bile kaleme alındı bu bölgede kısa süre içerisinde teşkilatlandılar ve askeri birlikleri 30.000 civarlarına çıktı bu yeni devleti Bulgaristan hoş karşılamadı fakat Yunanistan için bu durum çok olumluydu onlar bölgenin Türk kontrolüne geçmesini ve daha sonra yapacağı bir saldırıda kendilerinden askeri ve diplomatik olarak zayıf olan Türkleri yenebileceğini ve bu bölgeyi kolaylıkla ele geçirebileceğini düşündükleri için böyle bir politika izliyorlardı, Osmanlı Devleti daha fazla baskılara dayanamayarak Bulgaristan ile İstanbul antlaşması imzalayarak Batı Trakya bölgesini Bulgarlara bırakıyordu ve burada kurulan yeni devlet kendini feshetmek durumunda kaldı.
4-) Sonuç
Afrika kıtasının incisi olan ve stratejik konumu itibariyle önemli bir mevkide bulunan Trablusgarp kara ve deniz ikmal yetersizliği sebebiyle İtalyanların eline geçmiştir. Asırlarca Balkanlara hükmetmiş olan önemli devlet adamlarını buradan çıkaran Osmanlı Devleti zaman içerisinde Fransız İhtilalinin ortaya çıkması, her alanda gelişen batı devletlerinin gerisinde kalması, ekonomik istikrarsızlık ve imparatorluğun gerileme ve dağılma dönemlerinde önemli makamlara kaliteli devlet adamlarının gelmemesi gibi nedenler Balkan ve Trablusgarp Cephesi olmak üzere birçok cephede Osmanlının mağlubiyetiyle sonuçlanmıştır. Balkanlarda yaşanılan yeni gelişmeler devlet adamları tarafınca görmezlikten gelinmiş ötelenmiş küçük sorunlar ötelendikçe küçük kar topu bir çığa dönüşmüş ve I. Balkan Harbinde Osmanlı Devleti bu çığın altında kalmıştır. II. Balkan harbinin bir meyvesi olan Edirne Şehri’nin kurtarılmasıyla Avrupa kara parçasında küçükte olsa Türk hakimiyetinin devam etmesini sağlamıştır.
Kaynakça
DEMİR, E. Türkiye Açısından Libya’nın (Trablusgarp) Tarihsel ve Stratejik Önemi. Türk Dünyası Araştırmaları, 125(246), 149-166.
KURTCEPHE, İsrafil. “TRABLUSGARBIN İTALYANLARCA İŞGALİ MUSTAFA KEMAL VE ARKADAŞLARININ DİRENİŞE KATILMALARI.” Atatürk Yolu Dergisi 2.06 (1990).
Troçki, Leon. “Balkan Savaşları.” Çev: Tansel Güney, Arba Yayınları, İstanbul (1995).
ÖZLEM, Kader. “BATI TRAKYA TÜRK CUMHURİYETİ.”
Diğer makaleleri okumak için tıklayınız.
Yerel ve Dünya Gündeminden Haberdar Olmak İstiyorsanız Bizi Threads (https://www.threads.net/@yabgulu) hesabımızdan takip edebilirsiniz.
- Kuyumcu Hamdi Bey kimliğinde Libya’ya giren Enver Paşa gelecekte harbiye nazırı olacak ve I. Dünya Savaşı sırasında Sarıkamış hadisesinin aktörlerinden biri olacaktı ayrıca Cihan Harbinden mağlup olan Osmanlı Devletinden ayrılarak Almanya’ya oradan da Orta Asya’ya giderek burada bulunan Türkler ve yerel halktan milis gücü oluşturarak Ruslara karşı mücadele verecekti Abıderya köyünün az ilerisinde karargah kurduğu sırada 4 Ağustos 1922 tarihinde ani bir Bolşevik baskınıyla şehit edildi. ↩︎
- Gazeteci Şerif Bey kimliğinde Libya’ya Mısır üzerinden gitmiş yolda rahatsızlanmış ve 2 hafta kadar Mısır da tedavi olduktan sonra çölü at üzerinde geçerek Trablusgarp’a ulaşmıştır. Çanakkale Cephesinde ki kritik hamlesiyle şanı artmış, Suriye-Filistin cephesinde ve Doğu Anadolu da Rusların işgal ettiği Bitlis ve Van’ı kurtarmıştır. Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savaşının ilk kıvılcımını oluşturmuş daha sonraki süreçte Türk Ulusunun Ulu Önderi olarak yeni Türk Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı olarak ve Türklerin Babası (Atatürk) unvanını alarak tarihte yerini almıştır. ↩︎
- Türk-İslam ordusuyla Bakü’yü kurtardı ayrıca İlk Türk Savunma Sanayisini kurdu tarihte “Killigil Tabancası” olarak bilinen yerli Türk silahını üretti. Aynı zamanda Halil Kut Paşa’nın yeğeni Enver Paşa’nın kardeşidir. ↩︎
- Irak Cephesinde Kut’ül Amare olarak bilinen mevkide İngilizleri yenerek Çanakkale’den sonra en büyük zaferlerden birini kazanmıştır. Rusya’ya giderek Kurtuluş Savaşı döneminde Bolşeviklerden Altın ve Silah desteği için bir dizi görüşmelerde bulunmuştur. Nuri ve Enver Paşa yeğenidir. ↩︎
- Molla Cemil kimliğiyle Libya’ya girmiştir. Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’nin kurucuları arasındadır Irak
Cephesinde İngilizlerle girdiği savaşta iki ayağından vurularak yaralanmış daha sonra ise kendi canına kıymıştır. ↩︎ - Mustafa Kemal Atatürk ve Kazım Karabekir’in sınıf arkadaşıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı
yapmıştır. ↩︎ - Uçan Şeyh lakabıyla bilinir. Hicaz, Hindistan, Türkistan, Mısır, Libya bölgelerini dolaşmıştır ve buralarda bir dizi faaliyetlerde bulunmuştur. Balkan Savaşları ve Kurtuluş Savaşında etkin rol oynadığı bilinmektedir. Teşkilat-ı Mahsusa bünyesinde çalışmıştır. ↩︎
- Mustafa Kemal Atatürk’ün mahalle ve sınıf arkadaşıdır. Serbest Cumhuriyet Fıkrasının kurucularındandır. Süleyman Askeri Bey’in kız kardeşiyle evlenmiştir. ↩︎
- Hamidiye Kahramanı olarak bilinir. Mondros Ateşkes Antlaşmasını Osmanlı hükümeti adına imzalamıştır. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurucularındandır. ↩︎
- Uçakların ilk olarak askeri bir amaçla kullanıldığı ve ilk keşif görevini 23 Ekim 1911 tarihinde yaptığı ayrıca 1 Kasım 1911 tarihinde ilk bombalama görevini yaptığı bilinmektedir. Tarihte düşürülen ilk savaş uçağı da bu savaş içerisinde Osmanlı askerlerinin tüfek atışıyla düşürüldüğü bilinmektedir. ↩︎
- İstanbulya (Astypalaia), Herkit (Halki), Kelemez (Kalymnos), Kerpe (Karpathos), Çoban (Kasos), İstanköy (Kos), İleryoz (Leros), İncirli (Nisyros), Batnaz (Patmos), Rodos (Rhodes), Sömbeki (Symi), Papazlık (Tilos). ↩︎
- 18 Ekim 1912 tarihinde Lozan şehrinin “Ouchy” semtinde imzalanmıştır. Antlaşmanın İtalyanca karşılığı Trattato di Losanna’dır. ↩︎
- Fasıla-i Saltanat, Fetret Devri, Bunalım Devri olarak da bilinir. I. Beyazıt Anadolu da Türk hakimiyeti amacıyla komşu beyliklerin büyük bir çoğunluğunu ele geçirmiş bu sebeple diğer Türk Beyleri kaçarak dönemin güçlü komutanı olan Timur’dan yardım istemişlerdir. Ayrıca Timur’dan kaçan beylerin Osmanlı’ya sığınması ve Beyazid’in bu sığınmacıları Timur’a geri vermemesi üzerine Ankara’nın Çubuk ovasında karşı karşıya geldiler. Türkmenlerin saf değiştirmesiyle Osmanlılar ağır bir mağlubiyet aldılar ve Beyazid bu savaşta esir düştü ve sürgün sırasında vefat etti. Timur kendisine tabi olmak şartıyla Osmanlı Topraklarını Beyazid’in beş oğluna bölüştürdü. 20 Temmuz 1402- 5 Temmuz 1413 yani tam 11 yıl sürecek olan bir kaos dönemi Osmanlıların dağılmaktan son anda kurtulduğu ve Sultan I. Mehmet’in Osmanlı Devletini yeniden istikrar kazandırdığı için tarihçiler tarafından ikinci kurucu olarak da kabul edildiği bilinmektedir. ↩︎
- İttihat ve Terakki, Osmanlı Ahrar Fırkası, Osmanlı Demokrat Fırkası (Fırka-i İbad), Fedakâran-ı Millet Cemiyeti, Heyet-i Müttefika-i Osmaniye, İttihad-ı Muhammedi Fırkası (Fırka-i Muhammediye), İslahat- ı Esasiye-i Osmaniye Fırkası, Mutedil Hürriyetperveran Fırkası, Ahali Fırkası, Osmanlı Sosyalist Fırkası, Hürriyet ve İtilâf Fırkası, Halâskâr Zâbitân Grubu, Millî Meşrutiyet Fırkası ↩︎
- Enver Paşa “Edirne Fatihi” olarak da bilinir. ↩︎